Herhalde tüm zamanların en çok konuşulan, izlenen, eğlenilen, korkulan, hayranlık duyulan, eleştirilen ve beğenilen kişileri o çağın LİDERLER’i olmuştur.
İnsanlık tarihi kadar eski bir ikilemdir LİDER – EKİP, KRAL – TEBA,YÖNETİCİ – ÇALIŞAN İLİŞKİLERİ…
Konuyu böylesi geniş açıdan ele alınca önce bir tanımla başlayalım isterseniz:
LİDER;
Yaşadığı çevre/toplum/kuruluşu yöneten, yönlendiren, derinden etkileyen, hedef veren, denetleyen, en önemlisi geleneksel olarak bazen tek başına karar/sorumluluk alan kişi ya da kişilerdir. Çoğu kez tek başına lider, bazı özel durumlarda ise liderlik kurumu her zaman vardı. Öngörülebildiğince de var olacak gibi görünüyor.
NEDEN?
İnsanlar, kurumlar, şirketler, ülkeler tek tek bireylerden oluştuğuna göre bir şekilde kendi kendilerini yönetemezler mi?
Bilinen insanlık tarihi boyunca bu sorunun yanıtı HAYIR’ dır.
Gerek antropolojik çalışmalarla saptanan gerekse de günümüz dünyasındaki en geri uygarlık seviyesinde yaşayan topluluklardan anlaşılan; tüm topluluklar güçlü, egemen bir lider tarafınan yönetilmektedir. Hemen tüm kişisel kararlar da dahil olmak üzere, savaşlarda, hastalıklarda, doğal afetlerde liderin kararları uygulanıyor.
Tarihsel perspektif günümüze yaklaştıkça bu doğal önderliğin ülkelerde paylaşılan iradelerle belirlendiği, kuruluşlarda ise farklı yöntemlerle de olsa kollektif liderliğin daha öne çıktığını görüyoruz.
Tarihin ve sosyolojinin derinliklerinde kaybolmadan hemen belirtelim ki LİDERLİK konusu ortak aklı yaratmak, sinerji geliştirmek yollarından biri, belki de en önemlisi oluyor.
O halde öncelikli rolü ortak akıl, sinerji yaratmak olan liderlik kime, nasıl emanet edilmeli sorusuna yanıtla konuyu şimdilik noktalayalım:LİDERLİK kesinlikle değişmez, baskıcı, soydangelen,dinsel temelli bir fonksiyon değildir.Tersine liderlik performansına bağlı olarak hesap verebilmeli, olumlu ve olumsuz yönleriyle değerlendirilmelidir.LİDER, organizasyonun misyon ve vizyonu ile uyumlu kişisel özellikler bütününe sahip olmalıdır.HEDEF liderlik veya liderliğin eğemenliği değil,yönetilmekte olan SÜREÇLERİN BAŞARISI olmalıdır. Alınan sonuçların konjonktürel gelişmelerle değil sürdürülebilir faaliyetlerle elde edilmiş olması dikkatten kaçmamalıdır.Her takım oyuncusu varolabilecek liderlik potansiyelini geliştirerek LİDER adayı olabilme hakkı ve görevini de üstlenmelidir.